2020'de Moleküler biyoloji ve genetik bölümü okunur mu?
Geleceğin mesleği olarak düşünülen, genetik mühendisliği olarak da bilinen Moleküler Biyoloji ve Genetik (MBG) gerçekten geleceğin mesleği mi? Yoksa o gelecek çoktan geçti mi? Eğer internette biraz araştırma yaptıysanız göreceğiniz şey sanki aynı kişi tarafından yazılmış klişe bölüm tanıtım sayfaları.
İnternette biraz araştırma yaptıysanız moleküler biyoloji ve genetik gölümü hakkında somut bilgi bulmak çok zor. Bu bölümden mezun olup bu alanda yurt dışında yüksek lisans ve doktora yapan biri olarak Moleküler biyoloji ve Genetik bölümü hakkında güncel bilgilerimi ve tecrübelerimi paylaşacağım.
Moleküler biyoloji ve genetik nedir gibi bölümle alakalı en temel sorulara buradan ulaşabilirsiniz. Bu yazıda konuyu daha derinlemesine inceleyeceğim.
Yazı içeriği
Moleküler Biyoloji ve Genetik sıralamaları
Benim girdiğim 2011 yılında MBG bölümü 7-8 yerde vardı ve en düşük 40 bin sıralamayla öğrenci kabul ediyordu. Bu yazı için tekrar puanlara ve sıralamalara göz attım ve her bölümde olduğu gibi tüm üniversitelere açıldığını haliyle sıralamaların 480 binlere kadar düştüğünü gördüm. Bölümün her ile açılması alınan eğitimin kalitesini düşürdüğü aşikâr.
Şöyle bir örnek vereyim. Pratik deneyler müfredatta önemli bir yer kaplıyor. Henüz laboratuvarı olmayan okullara bu bölümün açılması alınacak eğitimin kalitesini doğrudan etkiliyor.
Detaylı bölüm sıralamasına şu linkten ulaşabilirsiniz.
Bu noktada, üniversite seçimi kritik önem taşıyor ve dikkat edilmesi gereken hususlar var.
MBG: Üniversite seçiminde dikkat edilmesi gerekenler
Gideceğiniz üniversitedeki bölümün mutlaka uluslararası anlaşmaları olmalı. Her bölümde Erasmus/Mevlana koordinatörü bulunur bu hoca bölümün diğer üniversitelerle anlaşmalar kurmasından sorumludur. Bu kişi ne kadar aktifse seçenekleriniz o kadar geniş olur. Çünkü bu bölümde yurt dışı tecrübesi olmadan bir yerlere gelmek çok zor.
Eğer bu bölümde gelecek istiyorsanız size önemli bir tüyo vereyim. 2003’de İnsan Genom Projesinin tamamlanması ve sekanslamadaki ilerlemelerle birlikte bu devasa boyutlarda veri ortaya çıktı ve bu veriyi anlamlı bilgilere dönüştürmek kritik önem arz eder hale geldi.
Diğer bir değişle Biyoinformatik büyük bir önem kazandı. Bu yüzden mutlaka bir bilgisayar dili öğrenmeye bakın. Genelde bu tip verilerin analizi için R dili veya Python kullanılır.
Bölüm multidisipliner bir alan olduğu için laboratuvarlarda bilgisayar mühendisi bulunabilir fakat burada problem şu: Bilgisayar mühendisleri programlama dillerini biliyorlar ama bu datayı biyolojik olarak açıklayamıyorlar. Biyolojik yorum getiremedikten sonra da o datayı işlemenin çok bir anlamı kalmıyor. Eğer bu noktada biyoloji bilginizi ve programlama bilginizi kullanırsanız yurt dışında eğitim almanız ve iş bulmanız çok daha kolay olacaktır.
Bu nedenle seçeceğiniz üniversitenin ders programında programlama dillerinin olduğundan ve bunu öğrenebileceğinizden emin olun.
Buna ek olarak yurt dışındaki sistemi benimseyen bir okul olmalı. Bunu biraz açayım. Yurt dışında öğrenciler 1.sınftan itibaren hocaların lablarında projelere katılıyorlar. Bu teorik derslerin pratikle pekiştirilmesi için çok önemli. Eğer ilerde yurtdışında yüksek lisans yapmayı düşünüyorsanız lab tecrübesi önemli. Buna ek olarak bölümde gelecek istiyorsanız İngilizceyle ilgili sorun yaşamamış olmanız gerekiyor. İngilizce geliştirmek için verdiğim tavsiyeler ilginizi çekebilir. İngilizce seviyenizi TOEFL gibi uluslararası düzeyde kabul edilen sınavlarla kanıtlamanız gerekiyor.bu yüzden İngilizce bölümleri tercih edin.
Moleküler Biyoloji ve Genetik dersleri
Temel derslerin yanında bölüme spesifik olan İnsan genetiği, Embriyoloji, Moleküler Biyoloji teknikleri, Bitki genetiği, hücre doku kültürleri, nöroloji, fizyoloji gibi dersleri içeren müfredatı genel olarak ağır ve terimlerin çoğu İngilizce olduğundan yabancı dil bölüm için olmazsa olmaz bir kriter. Teorik derslerin yanında bu bilgileri pekiştirecek lab derslerinin olması çok önemli. Çoğu okulda dersler birbirine benzer fark yaratan durum yukarda bahsettiğim gibi programlamaya verilen önem ve yurt dışı sistemine benzerlik. Kendi aldığım bölüm derslerini diğer yazımda görebilirsiniz.
1.Sınıf
Genel Biyoloji 1 – 2
Genel Biyoloji Lab 1-2
Genel Kimya 1-2
Genel Kimya Lab 1-2
Analiz
Türk Dili 1-2
İngilizce 1-2
Temel Fizik
2.Sınıf
Temel Genetik
Temel Genetik Lab
Biyokimya 1-2
Biyokimya Lab
Organik Kimya
Hücre Biyolojisi
Moleküler Biyoloji
Bitki Doku Kültürü
Embryoloji
Temel Mikrobiyoloji
Temel Mikribiyoloji Lab
Hayvan Doku Kültürü
Histoloji
Histoloji Lab
3.Sınıf
Mikrobiyal Genetik
Endüstriyel Biyoteknoloji
Moleküler Biyolojide Kullanılan Yöntemler 1-2
Moleküler Biyolojide Kullanılan Yöntemler Lab 1-2
Moleküler Biyoteknoloji
İmmunoloji
İnsan Genetiği
Bitki genetiği
Maya Biyoteknolojisi
Kromotografi
Bakteriyoloji
Atatürk İlke ve İnkılapları 1-2
Zorunlu Staj
4.Sınıf
Genetik Mühendisliği
Moleküler Evrim
Proteomik ve Genomik
Kök Hücre Biyolojisi
İmmunogenetik
Biyoinformatik
Mezuniyet Projesi
Biyoistatistik
Kanser Biyolojisi
Adli Tıp teknolojileri
Mezuniyet Projesi seminer
Moleküler Biyoloji ve genetik mezunları nerede iş buluyor?
Teorik olarak üniversitelerin tanıtım sayfalarında yazanlar doğru bunları tekrarlamayacağım fakat ama pratikte işler öyle görünmüyor. Moleküler biyoloji ve Genetik bölümü iş imkanları maalesef iç açıcı değil. Geleceğin mesleği denerek her yere açılan bölüme artan talep arzı karşılamamış.
Öğrencilerin büyük çoğunluğu yüksek lisansa ve doktoraya mecburiyetten devam etmek zorunda. Bu süre içerisinde eğer kadro açılırsa ve gereken koşulları (!) karşılıyorlarsa kadro bulabilirler.
Örnek verecek olursak; mühendislikte okulu bitirdikten sonra asgari ücretle de olsa bir şekilde işe başlarsınız. 2-3 senelik tecrübe kazandıktan sonra daha iyi bir firmaya geçip daha yüksek ücretlerle devam edersiniz.
3-4 sene sonra çok daha iyi bir firmaya geçip daha yüksek ücretlerle hayatınıza devam edebilirsiniz yani gelecek çizgisi yukarı ivmeyle ilerliyor. Bunun için ‘yüksek lisans’, ‘doktora’, ‘sertifika’, ‘İngilizce’ ‘yurt dışı tecrübesi’ zorunlu değil.
Moleküler Biyoloji ve Genetikte ise okulu bitirdikten sonra bölümle ilgili asgari ücretle iş bulmak için bile uğraşmanız gerekiyor ve mühendislikteki gibi pozisyon atlamak daha zor. Eğer yükselmek istiyorsanız yukarıda yazdıklarım şart.
Kendi dönemimdeki arkadaşlarımdan örnek verecek olursam 50 kişilik sınıfımda çoğu kişi yüksek lisansa devam etti. Bunların haricinde haber aldığım aşağı yukarı 15 kişinin dağılımı şöyle: özel laboratuvarlarda laborant, araştırma görevlisi, devlet hastanelerinde biyolog, YLYS programı ile yurt dışına gidenler olduğu gibi 5-6 kişi de tekrardan sınava girip başka bölümler tercih ettiler. Gördüğünüz gibi istatistikler pek iç açıcı değil.
Aşağıda bir liste hazırladım. Hepsini birebir sağlamanıza gerek yok fakat seçeceğiniz hedefe (ör: devlet kadrolarında çalışmak, üniversitelerde çalışmak..) göre olanları sağlamanız yeterli. Bunları yapabileceğinizi düşünüyorsanız bölümde tutunma ve yükselme şansınız yüksek.
- ALES’den 85+ alabilirim.
- Not ortalamam 3.0/4.0 üzerine çıkabilir.
- YDS’den 85+ alabilirim.
- KPSS’den 88+ alabilirim.
- Diğer bölümdeki arkadaşların para kazanıp işlerinde yükselirken ben hala gönüllü olarak yaptığım araştırmama devam edebilirim.
- Toplum baskısı problem değil. Akrabaların ne olacaksın sen bitirince? Ne zaman iş bulacaksın? soruları benim için sorun değil.
- İyi yerlerde (mümkünse yurt dışında) staj yapabilirim.
- Ancak yaşamaya yetecek bir para karşılığı yüksek lisans yapabilirim.
Toparlamak gerekirse
Haberlerde duyduğunuz aşının, hastalığın arka planında nasıl bir mekanizma olduğunu bilmek istiyorsanız, araştırmaktan zevk alıyorsanız ve bu süreci kaldırabilecek çelik gibi sinirlere sahipseniz bu bölümü okuyabilirsiniz.
Türkiye’de temel bilimlere verilen önem düşük buna bir de bölümün her yerde açılmasını eklersek iş bulmak kolay değil. Yani okul bittikten sonra direkt olarak para kazanma niyetindeyseniz muhtemelen başka bir bölüm düşünmelisiniz. Moleküler Biyoloji’yi seçtiyseniz devamlı olarak kendinizi aşmanız gerekiyor yoksa rekabetin gerisinde kalırsınız bu da game over demek.